Aşk, Yepyeni Kalabilen Eski Bir Masaldır. H.HEİNE

4 Şubat 2012 Cumartesi

Baharın ko(r)kusu

Gözlerimi kapatıyorum... Bahar geliyor aklıma, doğduğum zamanlar...Mis gibi çimen kokusu , hele bir de yağmur varsa ne tatlı olurdu paçalarıma sıçrayan çamurlar. Hiç de rahatsız olmazdım, küçüklüğümden beri zamanın getirdikleri bana zararsız gelirdi, neşelenmeye bakardım. Ben çok gülerdim, herkes gibi. Kim sever ki ağlamayı, dertlenmeyi. Herkes gülerek hatırlamak ister mesela ya da herkes gününün iyi geçmesini dilerken ,gülümsediği kareyi getirir aklına.Ya Gülümsemek  işte.. Hoştur, güzeldir, gereklidir...



Benimse, gözlerim kapalıyken gülümseyişim işte bu düşlerle gerçekleşir. Düşlerse gerçekleşemeyecek kadar fludur işte. Henüz netletmemiş, tadı o kadar da hoş olmayan, nasıl diyeyim çilek kokmayan henüz... Sıcacık yağmur , ılık esen rüzgar ya da aradan parlayan güneş ışığı değilde, fırtına ve soğuk hatta ürkütücü bir grilik var bulutlarda.



Ve ben herşeyi zamanında seviyorum. Baharımda fırtına olmasını değil, kışımda güneş açmasını da değil elbet.. Çünkü o kadar bencil olamam ya da yüzsüz. Bana bunu öğretmediler. Sürekli hayattan güzel şeyler bekleyecek kadar nankör de olamam. Hatta sürekli birşeyleri feda edip, bir şeyleri kazanmaya ancak o zaman yaklaştığımı düşünürdüm. 
Hep güzel bir şey dilerken 'bu kötü şey gelebilir başıma; bu dileğimin olması için, buna razıyım' derdim. 
Hep zorlaştırmamaya çalışan, gerektiği kadar fedakar bir çocuktum, gençtim... Erişkin ve de yaşlı olacağım bu gidişle...
Ama ama...
 ama gözlerimi kapattığımda, zamanı durdurduğumda , 

bu yaptığım sadece hayal etmek, düşlemekken; geleceğimi, mutluluğumu ...

henüz reel olamamışken, hatta reel olmasını sırf beyazım grileşmesin diye göze alamamışken... Yani sonsuz mutluluk, sonsuz beyazlık ve sınırsız gülümsemeyi hayal edebilmeyi hayal etmişken sadece...

Yani yani... Yani benim sadece bahar rüyamda, gözlerim kapalıyken... hazır gök kuşağımda çıkmışken rengarenk, 
bu poyraza ne gerek vardı bütün dallarımı kıran. 
Oysa oralarda daha çiçek açacaktı, yeşil çimenler ve çilek kokusu...ılık yağmurun tenime verdiği huzuru hissedecektim.




Ve kirpiklerimden süzülen sadece ve sadece yağmurun damlaları olacaktı...

Sadece bembeyaz bir hayaldi, hayalken bari kirletmeye ne gerek vardı. Zaten gerçek olamayacak kadar fazla bahardı; hatta nisan, mayıstı... en azından ben gerçek olmasını göze alamayacak kadar kırılmasından korkarken   tozpembe düşlerimin, tuz buz etmeye ne gerek vardı...


Uyandım, paramparçaydım...
O kadar ki bir daha gözümü yummaya, baharı beklemeye korkarak fırtınaya sığınacak kadar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder