Aşk, Yepyeni Kalabilen Eski Bir Masaldır. H.HEİNE

23 Eylül 2011 Cuma

Ellerim Ellerin...

 Ellerim aşk kokuyordu...
 Ellerim sen kokuyordu.
 Bir nefes çekiyorum en derinden
 içime 'İlk'ten bir huzur doluyordu.


||Biz varoldukça hayallerime ay doğuyordu||


Ama bir hastalık 'çağ'ı çalıyor kapımı;
Kim o demeden açıyorum birden,
Hazırlıksız yakalanıyorum,
Kim olduğunu bilmeden..


Göz deliğinden bakıyor gözlerim ve
Boğazıma düğümleniveryor neşeli nağmelerim


Kökünden çekiliyor kanım,
Kanım sert, kanım kırmızı
Kulaklarımda nisanın fısıltısı
Gözlerim hayatın kör talihine kapalı,
Bir tad var dilimde ,
Hani çocukluğumdan beri özlediğim,
Arayıpta bulamadığım sanki.
Bir damla var kirpiğimde,
Nerden çıktığını anlayamadığım bir hüzün bulutu temsili gibi
Yıkıcı, boğucu, bunaltıcı...
Bıktırıcı, yıldırıcı...


Ellerimle dağıtamadığım bir sis var kapımın arkasında,
Burası benim cennetim diyorum, işte cennet burda
Ama sis öyle çok ve yoğun ki;
Her yer flu, her yer gri..
Çığlık gibi, ayaz gibi, kötü, pis, karamsar...
Ellerim onu yok edemeyecek kadar küçük
Hırçınlığıyla başedemeyecek kadar narin...


Ellerim...
Oysa onlar benim aşkla beslediğimdi,
Senle beslediğimdi...
Seni severek narinleşti ,
Sana dokunarak sakinleşirdi...


Ellerim...
Onlar kendimi kurtarmaya yetmezdi,
Battığım herneyse, ellerim çıkmama yardım edemeyecekti...
Ellerim içinde bulunduğum simsiyah defterin beyaz kalan tek yeriydi...


Ellerim sendeydi,ellerim sendi...
Ellerim sen kokardi,
Ellerim ellerindi... 


                                                                    Çağla BOZKIR...

20 Eylül 2011 Salı

Beyin ve Sinir Rahatsızlıkları 1

Bir süreliğine dikkatimi çeken hastalıkların bilgilerini sizlerle paylamak istiyorum. Aslında herkesin bilgi sahibi olması gereken. Sebeplerini yaşayıp, önemsiz olarak adlandırılmaması gereken ciddi rahatsızlıklar...


 Beyin Anevrizma Belirtileri
 Subaraknoid Kanama


Subaraknoidal boşluğa, arter ya da ven ' in yırtılması sonucu, kan sızması ile meydana gelen tablo "subaraknoidal kanama" olarak adlandırılır. Subaraknoidal boşluk veya aralık ise beyinin en dışını saran pia mater adı verilen çok ince zar ile bu tabakanın üzerindeki zar olan arachnoidea arasında kalan mesafedir. Subaraknoidal kanamalar çok değişik nedenlerle meydana gelirse de en sık nedeni anevrizmalardır. Subaraknoidal kanamalar kafa içi patolojiler içinde, birden ölümlere yol açabilen en ağır klinik tabloların başında gelir ve anevrizma rüptürüne bağlı subaraknoidal kanama görülme sıklığı 40 - 60 yaş grubunda en yüksektir. Anevrizmalı hastaların % 50 sinde, genellikle kanamadan 1 - 3 hafta önce, uyarıcı belirtiler vardır. Baş ağrısı olguların % 30 unda çoğunlukla anevrizma tarafında olmak üzere tek taraflıdır. Anevrizmal subaraknoidal kanamaların % 30 u uykuda ortaya çıkar. Nedeni bilinmemekle beraber ilkbahar ve sonbahar ayları kanama sıklığının daha fazla görüldüğü aylardır.

Halk arasında baloncuk olarak bilinen anevrizma denince; genel olarak, temiz kan taşıyan damarlara ( arter ) ait genişlemeler anlaşılır. Anevrizmalar aort gibi çok geniş damarlarda oluşabildiği gibi, küçük ve orta boy damarlarda da oluşabilirler. Bu bölümde konu edilen, ani kanamalarla bazen çok dramatik sonuçlar veren beyin anevrizmalarıdır.
Anevrizmalar yapı itibarı ile damar duvarının doğuştan zayıf olduğu noktalarda, genellikle de damarın daha küçük dallara ayrıldığı noktalarda oluşur. Damar duvarının zayıf olduğu noktada damar içi basınç ( tansiyon ) nedeniyle her kalp atımında damar duvarı zayıf noktadan dışarı doğru bombeleşerek zamanla baloncuk oluşur. Baloncuk duvarı basınca dayanamadığı anda da patlar, patlama ya kendiliğinden olur ya da eforla oluşur. Örn. öksürme, ıkınma, cinsel temas gibi basınç artmasına neden olan aksiyonlar...


Anevrizmanın beyinde oluştuğu yerler


 Beyini besleyen damarlar, beyin tabanında birleşerek Willis Poligonu adı verilen damar ağını meydana getirirler. Anevrizmalar genellikle bu willis poligonunda oluşur.
Anevrizması olan insanların büyük bir bölümünün hiçbir şikayeti yoktur. Ancak bazen migren tarzında ya da spesifik olmayan baş ağrıları olabilir. Ayrıca anevrizmanın büyük olduğu durumlarda kitle etkisi nedeniyle beyinde komşuluk yaptığı sinirlerle ilgili belirtiler görülebilir. Koku duyusunda bozulma ve göz sinirlerine ait felçler gibi...



 Anevrizma nasıl ortaya çıkar?

  • Genel amaçlı yapılan tomografi veya MR tetkikinde tesadüfen
  • Kafa sinirlerine ait belirti vererek. Örneğin görme sinirine ait felçler.
  • Kanama sonucu: Kanama da sızıntı şeklinde beyin zarları arasına (subaraknoid kanama) veya beyin dokusu içerisine olmak üzere iki türlü olabilir.
Yukarıdaki nedenlerden en önemlisi kanamadır. Aniden, çok şiddetli baş ağrısı, arkasından menenjit belirtisi olan ense sertliği ( çoğunlukla 6 - 24 saat içinde yerleşir ), kusma, kanamanın cinsi ve ağırlığına göre bilinçte bozulma ve bazen bel ağrısı ile ortaya çıkabilir. Baş ağrısı en yaygın belirti olup vakaların % 97 sinde vardır. Hasta genellikle "hayatımın en kötü baş ağrısı" diye nitelendir...

18 Eylül 2011 Pazar

Ayran içtim ayrı düştüm kendimden... 
Hey sen görünümlü ben, bu uzaklığı sevmemekteyim. Bazen rüyayla gerçeği karıştırmaktayım yani hani olur ya hangisi neye göre kime göre gerçektir ya da. Burcumu seviyorum. Özdemir Asaf seviyorum. Adımı seviyorum.

Sevmek için geç, ölmek için erken...

15 Eylül 2011 Perşembe

Hayat çok kısa... Ve cenazeler beni hasta ediyor... 
Bu benim güçsüzlüğüm değil , hayatın acımasızlığı. Kendimi yaklaştıkça uzaklaşan bir ömürle sınıyorum. Gözümü açtığımda ise zifiri karanlıkla burun burunayım, zifiri kanla burun burunayım...



Öğrendik ki bırak perdeyi kapatmayı, han duvarları da çeksen etrafına ölümü yine görürsün, azrail yine bulur seni.

7 Eylül 2011 Çarşamba

Ansızın...

Densizim bugünlerde. İnsanların hayatına pat diye girip, pat diye çıkabiliyorum ister istemez. İzinsiz seviyorum ya da destursuz aşık oluyorum her an her saniye belki..


Belki mi... Ah... evet evet. Karşılıksız karışıklıklar yaşantımın ilmeğini kaçırıyor. Hani örgü ördünüz mü hiç bilmem ama ilmek kaçar da anlamazsınız sonra tam bir şeyleri oturttuğunuza inandığınız an farkedersiniz. Tam oluyorken, olmaya başlamışken o kaçan ilmek gözünüze batar. Örneğinizi bozar, sevimsiz ve rahatsız edici durur-özensiz- ya da eksik... Çünkü daha sonra düzeltemezsiniz. Keşke zamanında farketseydim dersiniz ama sil-baştan yapmak zorundasınızdır. O da yerse...

Derin bir nefes alıyorum ama sokaklarda bir şey eksik. Yağmur kokusu.. Bu halimi özlemişim. Yazmaya doyamıyorum, aç kalmanın bir tek bu halini seviyorum hatta. Kendimi anlatmaya acıkıyorum. Ah bir de yağmur yağsaydı bir dörtlük bile patlatılırdı şerefine...


Neyin kafasını yaşıyorum bilmiyorum ama kaybettiğim kendimi bulmaya başlıyorum. Belki de kaybettiğimden çok daha kötü halde ama bulduğum ben'sem ne farkeder ki durumum. Neye göre kime göre kötü üstelik...Zırvalıklarımın sonlandırırken aklımı kurcalayan yine saçma bir lafla satırlarıma son veriyorum..

'Ansız'ım bugünlerde, 'densiz'in hayatınıza girebilirim ...

http://fizy.com/#s/12oejl
  bu da benden size gelsin o zaman... Siz , yani yazılarımı okumaya değer gören hepiniz...

6 Eylül 2011 Salı

Dünya tekerlektir

Anladım ki benim dünyam bir sabitliğe kavuşmuş değil. Evet biliyorum dünya dönüyor. Herkesin dünyası dönüyor. Dünya herkes için dönüyor. Ama benim dünyam herkesten farklı işliyor işte bazen. Dört tekerin üzerinde gibi düşünüyorum bazen. Bir arabanın içinde değil ama onu yönlendirmem için bir sistem var tekerlere bağlı olarak. Son zamanlarda işte bu kumandayı (yönetimi) elimden kaybettiğimi hissediyorum. 

Öyle ki bazen gözümü bir açıyorum ( genelde derin uykuda olurum büyük değişiklikler olurken hayatımda, göz göre göre olaylara suskun kalmak ya da kalmamak kararsızlığının ileriki evrelerde bana pişmanlık yaratmasından korktuğum için...) tanımadığım bir yerde tek başımayım. O kadar yabancı ki bulunduğum yer konuştukları dili bile bilmediğim için sesimi çıkaramadığım oluyor bazen. Bazen konuşmayı ya da düşünmeyi bile unuttuğum oluyor ya da. Bu yüzden uyumayı hem çok seviyorum hem nefret ediyorum. Bazen ne götürdüklerini görmemek işime geliyor. Bazense getirdiklerine hoş geldin diyememek ve zamanı geri alamayacağımı bilmek içimi acıtıyor... 

Bir insan bir şeyi hem sever hem nefret eder ondan hem korkar hem cesaretlenir mi...

Olamaz mı, olabilir. Oluyormuş... 

Hayatım işte bu yüzden dört tekerin üzerinde. Yani ben böyle tabirliyorum işte. Bazen nereye gittiğimi bilmemek yaşayacağım sürprizler için beni heyecanlandırırken bazen vardığım noktalarda hayal kırıklığı yaratabiliyor.

( neden mi 4 teker... Çünkü bir masayı en az kaç ayak dengede tutar sorusuna hiç bir zaman 3 demedim, diyemedim. Doğru olduğunu bile bile... Garanticiyimdir belki de ama cevap 4 tür. Bana göre hala öyledir...)

Bu yazıyı yazarken dünyanında tekerlekten (her anlamda)  farksız olduğunu hatırlatan canlı cansız tüm nesnelere teşekkürlerimi iletmekten memnuniyet duyarım..