Aşk, Yepyeni Kalabilen Eski Bir Masaldır. H.HEİNE

18 Eylül 2012 Salı

Geldiği gibi...

Gözlerimden uyku akarken bana yazı yazdıran güç neyse o hadsizi duyguyu seviyorum. Bugün hergün gibiydi. Yine düşündüm, kurdum, inandım ve yaşadım. Yaşayamadıklarımı kumbarama kaldırdım malum, en çabuk birikenler içimdeki ukteler. Bu akşam gülerek başladığı  bir şakayı ele geçirenler oldu, anlamadığım, tanımadığım yabancı bir duygu. Konuşan, anıların tozlu raflarına dokunan ben değildim sanki. Ama sözler benim beynimin benim için kurguladığı oyunlardan biriydi, yabancı değildi aşinaydım.. yani beni düşüren düşlerden binlercesinden sadece bi ikitanesi. Cümlemin sonunda aslında sonu gelen şeyin cümlelerim ya da kustuğum kelimeler olmadığını farkettim. Bir insanın hayallerini çöpe atması, emeklerinin farkedilmemesi kadar acıyken, ben kendi kendime güç ispatında bulunurcasına  alışılagelmiş düzenime meydan okudum. Gerçi ben buna küçük bir cinnet geçirme vakası da diyebilirim. Hatta cinayet. İçimde ölen bir kaç 'umut' ve 'heves' adı altında toplanan duygular oldu işte. Son olarak benim sözlerim boyumu aştı, insanlar hala hata ve pişmanlıklarını benim kurduğum hayallerle yarıştırıyorlar. Ve malesef bazen de galip geliyorlar. Ben gülümsedikçe , inandıkça gördüğüm hatalar törpülüyor coşkumu. Heyy  Özel alanıma bi saygı. Ben bu mükemmeliği bir gün bulacağım duygusunun hayalini kendimi bildim bileli kuruyorum. Yarın öbür gün bu yazıyı okurken kendime kızacağım hatta belki sileceğim de. Ama insanlar kusması gerekenleri yutarlarsa içleri kirlenir ve ben içimi kirletmeyeceğim. Hadi şimdi kocaman bir fotoğraf karesine ufacık bir köşeden gülümsememi sığdıracağım ve o gülüşün farkedileceği konulu bir rüyaya dalalım, kendimi seviyorum.